AKP'nin seçim manifestosu ve Cumhurbaşkanının verdiği sözler ne anlatıyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde okuduğu seçim manifestosunu “Ahdim Olsun” diye başlayıp düzelteceğim, onaracağım, halledeceğim gibi beklenti yaratan kelimeler ile iyilik tarafımıza dokunarak bitiriyor.
Aslında şunu söylüyor özetle; “bozduk, ama ahdim olsun tamir edeceğim” diyor.
Halkımızda buna inanıyor, güveniyor ve bundan kendisine fayda çıkarmak istiyor.
16 yıldır; kendi elleri ile tahrip ettiği yargıyı bağımsızlaştıracağım diyor!
Kendi elleri ile bitirdiği ekonomiyi yeniden ayağa kaldıracağım diyor!
Kendi elleri ile büyüttüğü enflasyonu ve kur farkını küçülteceğim diyor!
Kendi elleri ile yarattığı ötekileştirme ve insanları kutuplaştırma anlayışını yok edeceğim diyor.
Kendi elleri ile yok ettiği tarımı, sanayiyi, hayvancılığı, üretimi, eğitimi, işsizliği, çevre yıkımını onaracağım diyor.
Ne güzel iş değil mi; 16 yıl boyunca yukarda saydıklarımı ve daha sayamadıklarımın tamamını yerle bir edip bugün de düzelteceğim vaadi ile milletten oy istemek?
Bir manifesto düşünün 16 yıl yaptıklarını tamir edeceğinin sözünü ve yeminini içermek ve bir önceki manifestodan farkı olmasın!
Bir manifesto düşünün ülkenin iyi duygularını, dini taraflarını ve yoksullaştırılmasından kaynaklanan fakirliğini biteceğine dair beklentileri okşamaktan başka bir şey anlatmasın.
Bir manifesto düşünün aslında bugüne kadarki yönetiminden dolayı kendisine yapılan tüm eleştirileri kabul edip, onları göz boyama yolu ile vaatlerle ortadan kaldıracağını söyleyip oy istesin.
Sevgili seçmen kardeşim, abim, ablam; seçmen olarak çok derinlemesine tahlillere ihtiyacın yok. Çok teorik bilgiye de sahip olman gerekmiyor. Bu ülkenin vatandaşı olman ve yaşadığın coğrafyada tarımından, sanayisine, benzininden, ekmeğine kadar neyin nerelere geldiğine bakıp karar vermen yeterli. TAMAM mı? DEVAM mı?
Bakınız bir önceki seçimde de seçim paketleri ile devlet bütçesini har vurup harman savurarak oy topladılar.
Şimdide aynı şeyi yapıyorlar, şuursuzca ikramiyeler, teşvikler, barışlar, aflar ile yine oy avcılığı için hazine kasasını açmış durumdalar.
Peki ne oldu bir önceki savurganlık sonrası? Bütçede ki açık büyüdü, açığı kapatmak için verdiklerinden daha fazlasını zamlar ve vergilerle aldılar. Sonunda da enflasyon yükselişe geçti, fiyatlar uçtu, alım gücü düştü, halk daha da fakirleşti.
Şimdi farklı mı olacak? Tabi ki hayır, bu anlayışla iyi olması mümkün değil. Şimdi verdiklerini seçimden sonra kepçe ile alacaklar. OHAL kalkmadığı sürece, dış politika değişmediği sürece, sanayide büyüme adımları atılmadığı sürece, tarım politikası değişmediği sürece, turizme gereken önem verilmediği sürece güven ortamı oluşmayacak yaşanan bu gizli kriz daha da vahim bir hal alıp halk daha büyük bir buhrana girecek.
Hal böyleyken durum düzelmez mi peki? Ne yapalım boş verelim gitsin mi?
Tabi ki hayır, her zaman bir çıkış yolu ve bir alternatif, yeni bir anlayış ve yeni bir akıl vardır, ona şans vermek yeterli olabilir.
İsmail AYDIN
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)