Hüseyin Şimşek / Birgün – Karabıyık ve Köse, KHK’leri “OHAL süreci, AKP’nin ideolojilerini fırsat bulmuşken hayata geçirme projesi midir?” sözleriyle eleştirdi.
Cumhuriyet Bayramı’nda hükümet OHAL kapsamında iki yeni KHK daha çıkardı. 9’uncu ve 10’uncu KHK’lerle getirilen düzenlemeler ile Rektörlük seçimleri kaldırıldı, aralarında akademisyenlerin ve sağlık emekçilerinin bulunduğu 11 bin kamu görevlisi daha mesleklerinden ihraç edildi, 15 medya kuruluşu kapatıldı. Hâkim Nuh Hüseyin Köse ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, yeni KHK’leri, “Başkanlık sistemine geçişin yansıması” olarak değerlendirdi.
24 saatlik işkence
KHK’ler ile getirilen yeni düzenlemeleri değerlendiren Hâkim Nuh Hüseyin Köse, KHK’lerde avukat görüşleri ve savunma hakkı ile ilgili yapılan değişikliklerin insan haklarına ve adil yargılama ilkelerine aykırı olduğunu ifade ederek, “Sanığın 24 saat içerisinde avukatla görüşmesi engellenebilecek ve savunması da alınmayacak deniliyor. Peki o zaman ne yapılacak bu 24 saatte? Evrensel kurallar ihlal ediliyor. Bu, sanığa karşı 24 saatlik işkencedir. Kural kişiye göre değişmiyor. Yani sadece ‘FETÖ’ye uygulanmayacak”dedi. Köse, avukatıyla sanığın görüşmesinin izlenmesinin de insan haklarına aykırı olduğunu belirterek, “Avukat, yemin vererek başka yerde bile anlatamaz görüşmeleri. Bu, hak ve yükümlülüktür. Ama şimdi doğrudan doğruya avukatla görüşmeyi kayda alarak hak ihlali yapılıyor. Temel savunma hakkının da açık bir ihlali ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
Sanığın avukatının duruşmadan ayrılması durumunda mahkemenin avukatsız olarak sürdürülmesi kararının da hak ihlalleri arasında yer aldığını anlatan Köse,
KHK’lerle yapılan yeni düzenlemelerle ilgili şunları söyledi:
“Sanığa, ‘avukatın gelmeden susma hakkın vardır’ diyorsunuz. Avukatı yoksa barodan avukat atanacağını ifade ediyorsunuz ama avukat duruşmadan gidince de ‘Artık avukat hakkını kullandın, mahkeme böyle sürecek’ diyorsunuz. Böyle bir şey kabul edilemez. Avukat hakkı, yargılamanın sonuna kadar değil, sanığın hakkındaki karar kesinleşinceye kadar vardır, var olmak zorundadır.”
‘Avukatın masumiyet hakkı kaldırıldı’
“Daha önce verilen bir karar ile örgüt suçlarından yargılanan bir avukat, örgüt davasındaki sanığı savunamıyordu. Son KHK ile hakkında örgüt suçundan dava açılmamış ancak soruşturma açılmış avukat da bu tür davalara bakamayacak. Kovuşturma aşamasındaki yasak, şimdi şüphe aşamasına getirildi. Burada artık sanığın değil, avukatın masumiyet hakkı ortadan kaldırılmıştır.”
‘KHK fırsatçılığı’
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, son çıkartılan KHK’lere tepki gösterdi. Meclis’te verdikleri tepkilerle geri çektirdikleri kanun tekliflerinin OHAL dönemi fırsat bilinerek bir KHK ile oldu bittiye getirildiğini söyleyen Karabıyık, bu tutumun kabul edilemez olduğunu söyledi.
KHK ile rektörlük seçimlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından belirlenecek olmasının OHAL dönemini fırsatçılığa çevrilmesi olduğunu anlatan Karabıyık, “Her şey bir kişinin iki dudağı arasındaki kararlara bırakılıyor. Tek adam rejimine adım adım sürükleme eğilimleri olarak oldubittiye getiriliyor. Bu OHAL sürecini kötüye kullanmaktan başka bir şey değildir. OHAL süreci, ‘FETÖ’ yapılanması ve 15 Temmuz süreci sonrasındaki ayrıştırma operasyonu mudur? Normalleşmeye gidilmesi gereken süreç midir? Yoksa AKP’nin ideolojilerini fırsat bulmuşken hayata geçirme projesi midir?” diye sordu.
Erdoğan tarafından çıkartılan KHK’lerin Başkanlık Sistemi’nin bir yansıması olduğunu anlatan Karabıyık, şunları söyledi:
“İlk ve orta eğitim sürecinin tahrip edildiği gibi üniversiteleri de halledin, herkes size riayet etsin. Özgür düşünme yok, ifade özgürlüğü yok karşıdan gösterilen bir sopa. Yetmedi ‘rektörünü de sen seçmeyeceksin’ denildi. Başkanlık sistemine geçiş hayallerinin her türlü yansıması bunlar. Bütün seçimi ve kontrolü tek kişiye bağlı, özgürlüğün değil, korkunun egemen olduğu bir eğitim sistemi. Örgütsüz bir toplum, liyakatın öneminin hiçe sayıldığı bir sistem sizin anlayışınız. Yetmedi 29 Ekim Cumhuriyetin ilan edildiği, halkın halk tarafından halk için yönetildiği bir yönetim modeline geçildiği, ülkemizin karanlıktan aydınlığa geçtiği tarihin yıldönümünde alınan karar pek yakışmış.”
***
İhraç, kapatmalar, Saray atamaları…
Antidemokratik uygulamalara yenilerini ekleyen KHK’lerdeki düzenlemeler şu şekilde;
Binlerce kişi ihraç edildi
TBMM’den 32, Yargıtay’dan 183, Sayıştaş’dan 69, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nden 1 uzman yardımcısı, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden 28, BDDK’den 8, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan 249, Hazine Müsteşarlığı’ndan 12, SPK’den 7, AB Bakanlığı’ndan 3, Adalet Bakanlığı’ndan 2534, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan 32, Çevre Bakanlığı’ndan 48, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden 52, Dışişleri Bakanlığı’ndan 102, Enerji Bakanlığı’ndan 10, Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan 36, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan 172, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan 19, TÜİK’ten 23, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 11, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 2219, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndan 7, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan 83, Sağlık Bakanlığı’ndan 2774 kişi ihraç edildi.
Üniversitelerden ihraç
Yurtdışında öğrenim gören 68 öğrencinin öğrencilikle ilişiği ‘FETÖ’ ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle kesildi. Bu öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelerle denklik işlemleri yapılmayacak. Üniversitelerden aralarında profesörlerin, doçentlerin, yardımcı doçentlerin de olduğu 1267 kişi ihraç edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş’ın eşi ve AKP’ye yakın Star gazetesinin eski yazarı Eser Karakaş, Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Zeynep Kıvılcım ve aynı fakülteden HDP Milletvekili Sezai Temelli de ihraç edilen akademisyenler arasında yer aldı.
Evrensel Kültür kapatıldı
KHK ile Dicle Haber Ajansı, Jin Haber Ajansı ve Özgür Gündem, Azadiya Welat, Yüksekova Haber, Batman Çağdaş, Cizre Postası, İdil Haber, Güney Expres, Prestij Haber, Urfanatik, Kızıltepe’nin Sesi gazeteleri ile Tiroj, Evrensel Kültür, Özgürlük Dünyası dergileri kapatılan basın kuruluşları arasında yer aldı. Böylece OHAL’in başlamasından beri kapatılan medya kuruluşu sayısı 160’a yükseldi.
Adil yargılama hakkı kalmadı
KHK kapsamında bir değişiklik de yargı alanında yapıldı. “Darbe” veya “terör” gibi suçlardan gözaltına alınan şüphelinin avukatıyla görüşmesi hâkim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. “Terör” suçlarından yargılanan veya soruşturulan şüpheli ve sanığın avukatı hakkında, aynı suçlardan soruşturma veya dava açılırsa avukatlık görevi yasaklanabilecek. Bu yolla özellikle örgüt davalarını savunan ve aynı dosyanın şüphelisi olan avukatlar by-pas edilecek. Avukatın duruşmayı terketmesi durumunda sanık, avukat olmadan yargılanabilecek, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanların avukatlarıyla yaptıkları görüşmeler, 3 ay süreyle teknik cihazlarla kaydedilebilecek, söz konusu kaydetme süresi 3 ay uzatılabilecek ve hemen görüşmeye son verilebilecek.
Yargılamalarda sanıklar aleyhinde ciddi savunma kısıtlamasına gidildi. Buna göre, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, yani görülen davaların duruşmalarında en çok üç avukat hazır bulunacak. Yani sanıklar veya müştekiler, kendilerini 3’ten fazla avukatla savunamayacak.
Meclis’ten çektiler KHK ile geçirdiler
AKP’nin daha önce Meclis’e getirdiği fakat muhalefet partilerinin tepkilerinin ardından geri çektiği belediyeler kayyım atanmasına ilişkin yasa tasarısının ardından rektörlük seçimlerinin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi de KHK ile hükme bağlandı. Yapılan düzenlemeye göre, üniversitelerdeki rektörlük seçimleri kaldırılacak ve bu KHK kapsamında rektörler Erdoğan tarafından atanacak. Cumhurbaşkanı, YÖK tarafından önerilecek, profesör olarak en az 3 yıl görev yapmış 3 aday arasından rektörleri kendi seçecek.