Bir önceki yazımda CHP Sarıyer’de ki değişim isteği ve değişim isteği karşısında alınan tutumları anlatmaya çalıştım.
Evet kuru kuruya bir değişim isteği kimse tarafından karşılık bulacak bir sonuç yaratmaz tabi ki.
Fakat değişim talebinin yarattığı atmosferin hangi nesnel koşullarla buraya vardığına bakmadan değişimi telaffuz etmek ve dilemek temeli olmayan bir binayı inşa etmek anlamı taşır.
Öncelikle soyut olarak bu başkan bize bir şey vermezin ötesinde eldeki ciddi verileri ve rakamları biraz irdelemekte fayda var.
4 sene öncesine gidiyoruz.
Başkanlık makamı el değiştirmeden önceki oy oranları ve nesnel durumlar genel başkan değişimi ile birlikte ciddi bir ivme kazanarak yukarı doğru çıkmış durumda.
Rüzgarsız yol almaya çalışan yelken esen fırtına ile yelkenini doldurmaya başlamış.
Çokça arkasına saklanılan yerel seçim ile genel seçim arasında fark vardır söylemini de dikkate alarak yaptığım hesaplamalar.
2009 yerel seçimlerinde alınan sonuçlar sonrası CHP ile AKP arasında ki oy farkı 8.363 yani % 6,7
2011 genel seçimlerinde alınan sonuçlar sonrası CHP ile AKP arasında ki oy farkı 2.595 yani %1,47. Bir düşüş görünüyor, bu düşüşün oranı ise ortalama 3’te bir gibi. Bu rakam önemli.
Ve Mehmet Deniz başkanlığının artık Sarıyer’de etkili olmaya başladığı döneme geçiyoruz.
2014 seçim sonuçları sonrası CHP ile AKP arasında ki oy farkı 24.940 yani % 11,9 gibi rekor bir farktır.
2011 seçimi ile 2014 seçimi arasında yeni seçmen sayısı 33.109 kişi
2011 seçimi ile 2014 seçimi arasında CHP-AKP dışında oy tercihini değiştiren seçmen sayısı 11.306’dır.
Yani 2014 seçiminde toplam 44.415 seçmen CHP ile AKP arasında bir tercih yapmıştır.
CHP bu seçmenin 33.380’nini AKP ise 11.035’ini almış yani CHP AKP’nin üç katı fazlasını almış.
Burada biz asla oyunu alamayız diyeceğimiz AKP’ye yakın seçmen olarak kabul gören önemli bir kesim AKP değil CHP demiştir dikkat etmek lazım buna. Bu sav bu seçimde yerle bir olmuştur.
Yani halk yerelde iktidar olan CHP’ye inanmış, çalışmaların samimiyetini görmüş, tüm genel ayrışmalara, özel kampanyalara ve etnik kimlik algılarına rağmen CHP’li bir belediye başkanını rekor bir oy ile ikinci kez başkan yapmış.
Burada alınan başarı ilçenin siyasi kanadı tarafından yani CHP Sarıyer ilçe başkanlığı tarafından siyasi bir malzemeye dönüştürülüp korunmalı ve hatta ileriye taşınmalı, çünkü yerel de olsa yukarıya doğru bir ivme var.
Peki öyle mi oldu bakalım hemen.
7 Haziran 2015 seçimleri CHP’nin aldığı oy oranı 75.836 % 38,42, AKP’nin oy oranı 69.165 %35,03
Buradan çıkan sonuçlarla da yerel ve genel ayırımı gibi bir durumun geçersiz olduğunu göreceğiz nasıl mı?
CHP’nin oyunun aşağı indiği gibi AKP’nin oyu da yerelde kan kaybetmiştir. Yani yerel de tercihini değiştiren seçmen sayısı aritmetiği sadece CHP için geçerli değildir.
CHP; 2014 – 7 Haziran arasında ki fark -31.432 azalmış
AKP; 2014 – 7 Haziran arasında ki fark -13.173 azalmış
Diğer partiler; 2014 – 7 Haziran arasında ki fark +38.396 artmış.
7 Haziran seçimini 2011 genel seçimi ile kıyasladığımız da ise tablo şöyle.
CHP yerelde attığı farkı koruyamamış önemli bir düşüş yaşamıştır. Bu sonuçta bize gösteriyor ki aslında yerelde AKP yerine CHP’yi tercih eden seçmenin bir kısmı 2011’e göre hala CHP’yi tercih etmektedir. 7 haziran arasında CHP 4.086 oy fark ile AKP’yi geçmiştir. Bu fark 2011’de 2.595’e düşmüştür.
Gelelim 1 Kasım seçimine toplam oy kullanan seçmen sayısı 7 Haziran’a göre 5.687 kişi artmış. CHP ve AKP dışındaki tüm partiler oy kaybetmiş. CHP ve AKP dışında oy tercihini değiştiren seçmen sayısı 19.991 seçmen. Geçersiz oyların da azalmasıyla ortalama 30.000 kadar bir oy CHP ve AKP arasında tercih yapmıştır.
Daha önce AKP’ye göre hem yerelde hem genelde bu dağılımın büyük pastasını alan CHP Sarıyer’de elindeki tüm yerel imkanlara ve belediyenin yaptığı onca güzel işe rağmen bu yer değiştiren seçmenin üçte ikisini AKP’ye kaptırırken üçte birini ancak kendisi alabilmiştir.
İşte başarısızlıkta burada yatmaktadır. Belediyenizin çok iyi çalıştığı bir ilçede siz eğer üçte ikiyi rakibinize kaptırıp geriye düşüyorsanız bunun siyasi sorumlusu ilçe yönetimidir.
Anlattığınız gibi biz 1 Kasım’da oyumuzu arttırdık söylemi başarıyı değil yerinde saymayı anlatmaktadır. Burada ki kıstas tüm seçimler arasında ki oy farklarının nasıl orantısal olarak eridiği ile alakalıdır. Hem kendi oy oranlarınız arasında bir erime var, hem rakip parti ile aranda bir erime söz konusu.
Biz ne yapalım genel merkezden belirlenen secim çalışması ile biz çalışmaları yürütüyoruz demek ise geçerli bir neden olamaz, çünkü genel merkez değil, siz ilçe başkanı ve yöneticileri ilçenizin yapısını biliyorsunuz ve bu programı kendinize göre şekillendirecek program çerçevesinde alana dökecek sizsiniz. Ülke genelinde esen havanın ilçenizi etkilememesini sağlayacak ve buna dönük tedbirler alacak ta sizlersiniz.
Ülkenin sıcak gündemine göre çalışma yapmak yerine gidip kendi kendinize halkın gündeminden uzak çalışma yaparsanız sonuca katlanacak da sizlersiniz.
Hala ama son seçimin atmosferi başkaydı diyorsanız bunun arkasına sığınıyorsanız daha da büyük bir hata yaptığınızı kendiniz de kabul etmiş oluyorsunuz. Çünkü gündem dışı etkinlik yapan da sizlersiniz. Değiliz diyorsanız tekrar rakamlara bakın, 2011 – 2014 – 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında ki farklar size gerçeği gösterecektir.
Eğer siyasi konjektürden olumsuz etkilendiğinizi söyleyecekseniz, o zaman bizde size neden 17-25 aralık sonrası gelen ilk seçimde o rüzgarı lehinize çeviremediniz ilçede deriz.
Birde çıkıp toplantılarda “siz neden yapmadınız” derseniz, “siz neredeydiniz” derseniz, bende size derim ki “o zaman siz artık oradan kalkın, bu talihsiz düşüşü çıkışa çevirmek için değişim isteyenler gelsin” deriz.
İlçe başkanlığı makamı, “ama siz de çalışmadınız ki canım” denilip mağdur durumda olduğunuz algısını yaratacağınız bir makam değildir.
Üyelerine yol gösterecek çalışmaları organize etme ve onları doğru bir çalışma ile başarıya taşıma makamıdır.
Sizden ve yönetiminizden bayrak asmanızı, stantlarda durmanızı tabi ki istemiyoruz.
Ama sizden CHP’yi bulunduğu alanda halkın partisi yapıp iktidarda tutacak veya iktidara getirecek yerel siyasi çalışmayı organize etmeyi tabi ki bekliyoruz.
Bu da ancak yönetimle, örgütle, kollarla olacak iştir. Sizin döneminizde ise 4 yılda çekişmelerle tüketilmiş bir yönetim, olmayan bir gençlik kolu ve çalışmaya çalışıp hareket edemeyen bir kadın kolundan başka bir şey kalmamış.
Durum buyken işte bu yüzden değişim kaçınılmazdır ve arzulanmaktadır.
Sizi yerden yere vurmuyorum yanlış anlamayın, sadece diyorum ki yapabilecekleriniz bu kadar. Bundan daha fazlasını yapacak vizyon yok ve size bu yüzden yaptıklarınız için bir delege, bir CHP seçmeni ve üyesi olarak olarak teşekkür etmenin zamanı geldi diye düşünüyor değişim istiyorum.
İsmail AYDIN